EKA DÖNEMİM 1995-96

EKA ÜRETİM AŞ DÖNEMİ

1994 Yılında TESİD (Türkiye Elektronik Sanayicileri ve İşadamları Derneği) in TESTAŞ Yarı İletken Fabrikası ile ilgili bir fizibilite çalışmasını yürütmüş, bunun sonuçlarının sunumu sırasında EKA AŞ nin kurucu ve genel müdürü olan Sn Selim ALGUADİŞ ile tanışmıştım. Kendisiyle bu karşılaşmayı izleyen aylardaki temaslarımız sırasında birlikte uyumlu bir çalışma sürdürebileceğimizi anladık ve 1995 Şubat ayında EKA ailesine katıldım. Nisbeten kısa, bir buçuk  yıl süren bir dönem de olsa benim için ilginç ve dolu dolu geçen aylar oldu.

Selim Bey ve ortağı Ertuğrul SÖZMEN Bey ile frekanslarımız uyuşmuştu. Selim Bey tanıdığım en zeki ve ilginç insanlardan birisidir, kendisinin değişik iş anlayışı ve yaklaşımı çok öğretici ve ilham verici olmuştu.

EKA ekibi
EKA Mart 1996 – Mesai Arkadaşlarımla

EKA Üretim güç elektroniği üzerinde çalışan bir tasarım ve üretim şirketi idi. Burada kesintisiz güç kaynakları, redresörler, inverterler tasarlanıp üretiliyordu. Tasarım ekibimiz özellikle üstlenilen projelerin özel gereksinimlerini karşılayan güç elektroniği üzerinde çalışıyordu. Örneğin Devlet Demir Yolları Adapazarı işletmeleri için bir demiryolu konvertörü geliştirip teslim etmiştik. Bu konvertörler trenlerin katener hatlarından aldığı 5.000 ila 10.000V arasında değişen parazitli besleme gerilimini 220V 50Hz ilk temiz kullanılabilir enerjiye çeviriyorlardı. Yapılarında yer alan yüksek gerilim ve alçak gerilim devreleri, sızdırmaz olması gereken ve dış koşullara karşı olağan dışı mukavemet gerektiren bu cihazlar iricene bir tabut görünümündeydi, vagonların altına asılıyorlardı. Bu proje başlı başına bir macera olmuştu.

Bu dönem içinde Fransa’da THOMSON ve Türkiye’de ASELSAN için güç kaynakları yapıp satmıştık. Bir ara deniz kuvvetleri için askeri standartlarda bir notebook bile yapmaya kalkışmıştım ama, ihaleyi kaçırdığım için bir işe yaramamıştı.

Genç bir ekibimiz vardı, ama güç elektroniği, sayısal sinyal işleme tekniğini kullanma konularında çok iyiydiler. Bu ekip içinde Edip TÜRAY, Ayşegül ve Emre ilk aklıma gelen isimler.

Selim Alguadiş ile

Selim ALGUADİŞ bey, katma değer odaklı iş yaklaşımı ile bana sonraki dönemlerim için ilham verici olmuştur.

Eğer birşeyi zaten iyi bir şekilde yapmakta olan başkaları var ise lütfen yapmayın derdi. Onların yaptığını alıp üzerine birşey ekleyerek yeni bir ürün haline getirmemizi isterdi. Bu nedenle dünya pazarını iyi izleyip ne ürünler var, kimler yapıyor, kaça yapıyor sürekli olarak güncel bilgi sahibi olmamız gerekiyordu. Depolarda önceki işlerinden kalmış olan malzemeleri de bilip her fırsatta bunların değerlendirilmesini isterdi.

Seri üretilen, bolca ve ucuza bulunabilen ürünlerden yararlanarak katma değeri yüksek özel ürünlere çevirmek işin kilit noktası idi.

Selim Bey’in çok orijinal bulduğum yaratıcılığına dair fikri haklarını ihlal etmemek için daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim.

EKA da ekibimin değerli mühendislerinden Edip Türay ile

Gerek Selim Bey gerekse Ertuğrul Bey mesleklerini seven meraklı insanlardı. Şirkete sık sık yeni ürün örnekleri gelir, içleri açılıp kurcalanırdı.

Selim Bey’in nereden nasıl bulduğunu anlayamadığım yurt dışı uzmanlardan bilgi ve hizmet alırdık. Örneğin, inanılmaz bir fiyata Rusya’daki bir uzmana DSP li devre tasarımı yaptırabilirdik. Eh, ben de bu akıma kapılıp Çin’de baskılı devre tasarımı yaptırmaya girişmiştim. Saat farkı nedeniyle biz uyurken onlar çalışıyor, sonuca iki katı hızlı ulaşabiliyorduk.

Selim Bey’in şirket ve para yönetimi konularında da son derece orijinal yaklaşımları vardı. O konularda da çok şey öğrendim.

Bu arada ilginç bir bilgi; EKA 1988 de Pakistan’a inverter satarak Amerika’nın nükleer ambargosunu ihlal etmiş ve uluslar arası bir krize yol açmıştı.

Baştan da belirttiğim gibi, kendisi ile bir  uyum yakaladık ve zevkli bir çalışma dönemi oldu. Ancak, SIEMENS‘de karşıma çıkan bir başka iddialı iş fırsatı nedeni ile 1996 Temmuz ayında kendilerinden ayrıldım.

Yayının sonu – S.Özbayraktar Mayıs 2018