2017 de emekli olunca artık keyif aldığım şeyleri yapmaya kararlıydım. Keyif aldığım şeylerin başında da elektronik tasarım çalışmaları geliyor.
İş hayatımın ilk 10 yılında ARGE mühendisi olarak tam bir iş tatmini ile zevkle çalıştım. Maalesef bu mutlu 10 yılın ortalarından itibaren başlayan yöneticilik görevleri hızla artıp ağırlık kazanarak meslek hayatımın geri kalanını domine etti.
Şimdi evdeki köşemde, mikroişlemci tabanlı elektronik cihazlar geliştiriyorum. Bunu yapabilmek için sürekli olarak yeni şeyler öğrenmem gerekiyor. İlginçtir, orta okuldan bu yana hayatımı bu alanda geçirmiş olmama rağmen bildiklerim bilmediklerimin yanında çok güdük kalıyor. Hani derler ya, muhasebeciye sormuşlar “bir daha dünyaya gelseydin ne olmak isterdin ?” diye, “imam olmak isterdim” diye yanıtlamış. Sebebini sorunca “mevzuat hiç değişmiyor, bir öğrendin mi ömür boyu yetiyor !” demiş. İşte o muhasebeci eğer elektronik mühendisi olsaymış da esas değişimin ne olduğunu görseymiş diyorum.
Şimdiye kadar çalışmalarımda Çin’den satın aldığım geliştirme modüllerini kullanıyordum. Bunlar hakkında bir başka yayınımda bilgi vermiştim. (görmek için burayıtıklayınız.)
Bunlar ucuz malzemeler olsa da artık ihtiyaçlarıma daha uygun modüller tasarlayıp kullanmanın vakti geldi. (Yerli ve milli !!! :)) )
Özellikle üzerinde TFT ekranlarımı doğrudan takabileceğim soketleri olan, SPI, I2C ve UART portlara kolayca erişebileceğim konnektörleri olan modüllere çok ihtiyaç duyuyorum.
Yeni geliştireceğim modüllerin eskilerinin yerine doğrudan takılabilmesi de gerekiyor ki, daha önce geliştirmiş olduğum cihazlara bunları takıp kullanabileyim.
En eğlenceli bulduğum projeler hareket eden şeyler yapmaya yönelik olanlar. İş hareket ve konumlandırma kontrolu olunca karşımıza motorlar ve encoderler çıkıyor.
Şimdiye kadar robotik çalışmalarımda “Adım Motor”larını (Stepper Motor) kullanageldim, sanırım geliştirdiğim yazılım kütüphanem de epeyi olgunlaştı.
Yaptığım her yenilik ve iyileştirmeyi de masa üstü CNC projemde uygulamaya koydum. Bu proje benim test alanım haline geldi.
Ancak robotik çalışmaların Servo Motorları kullanmadan tam olgunlaşması mümkün değil. Burada diğer tip motorların sadece adlarını anmakla geçerken, BLDC servo motorların detayına ineceğim.
Çoğu zaman su yolları çok ince olmayan basit baskılı devrelere ihtiyacımız oluyor. Prototip devre PCB lerini bir masa üstü CNC de birkaç saat içinde yapıp ele almak mümkün.
Bu konudaki daha önceki yayınımda (Görmek için burayı tıklayınız) bunun için izlenebilecek bir yolu anlatmıştım. Ancak o yöntem oldukça külfetli bir çalışma gerektiriyordu.
STM32 ile başlangıçta kullandığım popüler 2 ve 4 satırlı mavi ya da yeşil LCD lerden sonra renkli grafik ekranları kullanmaya sıra gelmişti.
Ele aldığım ILI9341 arayüzlü ilk grafik TFT ekranı çalıştırmak beni epeyi uğraştırmıştı. İnternet üzerinen bulabildiğim birkaç örnek kod ve ekranın kullanım klavuzundan da yararlanarak epeyi bir çabalamadan sonra becerdim. Bulduğum örnek yazılımlar üzerinde epeyi bir değişiklik yapmam gerekmişti. Ama şimdi elimde farklı tiplerdeki Grafik TFT ler için kullanabildiğim bir yazılım kütüphanem var.
Kullandığım geliştirme modüllerine bazı örnekleri aşağıda veriyorum. Bu yayındakiler e-Bay, Ali Express gibi satıcılardan aldığım hazır, 10-15 doların altında, çoğunluğu da 1-15 dolara satılan şeyler.
En çok kullandıklarım ilk dört modül. (Yayın tarihi itibari ile – 2018). Diğerlerini de zaman zaman kullanıyorum ama ilk 4 tip her işimi görmeye yetiyor.
Pico Modül STM32F103C8T6 tipi 48 pinli yonga taşıyor. ST Firmasının “Medium Density” olarak sınıflandırdığı bir işlemci.
Bu yonganın 34 adet I/O portu, 64KByte flash belleği ve 20 Kbyte RAM’ı var. Adaptör kartı 40 adet pin ile I/O pinlerine, 4 pinli konnektör ile de SW flash programlama pinlerine erişim sağlıyor.
STM32F103CBT6 yongası kullanan Maple Leaf’in yukarıdaki Pico dan iki farkı var:
Birincisi Flash Bellek 64 yerine 128Kbyte. İkincisi ise modülün iki yanındaki 20 şer pin Arduino uyumlu olmak üzere düzenlemiş. Benim Arduino ile bir işim olmadığından bu ikinci özelliğin benim açımdan önemi yok. Pinleri Arduino uyumlu olarak numaralandırmışlar. Bazı pinlerin işlevlerine göre etiketlenmiş olması bir bakıma kolaylık sağlıyor, ama o kadar işte.
Öte yandan pinlerde I/O port bilgilerinin olmaması bu faydanın da büyük kısmını silip götürüyor. Örneğin sadece 15-16-17 vb yazılı pinler hiçbir şey ifade etmiyor. Bunların hangi portlara ait olduğunu doküman karıştırarak çıkarmak gerekiyor. Bu durum pin-port atama işlemleri ile uğraşmayan Arduino kullanıcıları için sorun değil.
Harici kristal yok, bu nedenle maksimum saat frekansı dahili osilatörün 64 MHz i ile sınırlı, 72 MHz e çıkılamıyor.
Programlama pinleri de Pico da olduğu gibi diğer pinlerden ayrılarak dışarı alınmamış, bunlara erişim kenardaki pinler üzerinden sağlanıyor. Bu da kitin bir başka kötü yanı. O pinleri etiketlememişler bile. Uzun lafın kısası, bir daha yanına yanaşmayacağım bir kart bu.
STM32F103R8T6 tabanlı bu Minikit 64, iki porttan alabildiğimden (A ve B) daha fazla GPIO giriş çıkışına ihtiyaç olduğunda kullandığım modül. Yukarıdaki Pico ve Maple modüllerin verdiği 34 I/O yetersiz olduğunda bu Modülün fazladan sağladığı 16 I/O lu C portu ile D portundan gelen 2 pin işimi görüyor. 64 pinin hepsine ulaşılabiliyor. Ben SW (Single Wire Programming) kullanıyorum ama istendiğinde kullanılabilecek JTAG programlama/debugging konnektörü de var.
Mini STM32 V3.5 adlı bu modül de STM32F103C8T6 48 pinli, 64Kbyte Flash’lı yonga içeriyor. Yukarıdakilerden fazla olarak CH340G USB/UART çevirici devresi var. Biraz da kullanımı kolaylaştıran fazladan pinler var, bunlar besleme gerilimlerine ve toprağa erişim sağlıyorlar. Bir de açma kapama butonu var.
DİĞER STM32 MODÜLLERİ
Bunlar, ehven fiyatlar ile bulduğumda kaçırmamak üzere elimin altında bulunsun diye satın aldığım geliştirme modülleri. Yukarıda verdiğim minyatür modüllerle yapabileceklerimi yaptıktan sonra sıra bunlara gelecek.
STM32F103RBT6 Tabanlı LC STUDIO Modülü 64 pin ve 51 I/O, 128Kbyte Flash, 20KByte SRAM a sahip. Biraz daha rahat ve büyük bir kart üzerine bir Max232 üzerinden çalışan RSR232 portu da koymuşlar. Yer problemi olmadığında ya da sadece geliştirme amacı ile kullanılabilecek kullanışlı bir kit.
STM32 Discovery geliştirme kiti, ST nin geliştirip pazarlamasını yaptığı bir modül. Dolayısı ile ST nin müşterilerine sağladığı geniş bir kütüphaneden yararlanıyor. Ben bu aşamada ST nin hazır kütüphanelerini kullanmadığım için pek işim düşmedi, ama günü geldiğinde kullanacağım. Elimdeki bu modül STM32F407 tabanlı, yani ailenin büyük fertlerinden biri. 5 adet 16 I/O lu portu, 1Mbyte Flash Bellek, 194KByte SRAM ile büyük bir kapasitesi var.
STM32F401RET6 Tabanlı NUCLEO da yukarıdaki Discovery modülü gibi ST firmasının geliştirme kiti. Buna Arduino uyumlu aksesuarların kullanılabilmesi için iki sıra dişi konnektör de koymuşlar. Örneğin, Arduino uyumlu diye satılan bir TFT ekranı direkt olarak takıp kullanabiliyorsunuz. Yine STM32F4 serisinin ekstra özelliklerine sahip. 512Kbyte Flash, 96KByte SRAM ve 50 adet I/O pini var. Bu kapasiteye de henüz ihtiyacım olmadı ama ilerleyen günlerde olacak.
STM32F205RBT tabanlı XP KITS geliştirme modülü. STM ailesi ile tanışmam bunun STM32F103 versiyonu ile olmuştu. Ethernet portu, RS232 Portu ve bir sürü kullanıcı butonu, SD kart soketi, LCD ekranı olan yararlı bir eğitim aracı. Özellikle internet uygulamalarında çok yararlı olmuştu. Kit ile birlikte verdikleri örnek yazılım paketlerinden de çok yararlandım. Hala aklıma gelen yeni birşeyi denemek istediğimde elime aldığım güzel bir kit.
8 Bitlik mikro denetleyicilerle yapılabilecek işler için kullandığım mikro modüllerim de var. Bunlar STM8 serisinden çok ucuz, ancak I/O sayısı ve yetenekleri çok kısıtlı mikro denetleyiciler. Yazılım geliştirmek için KEIL değil de IAR platformunu kullanmak gerekiyor. Çok nadir elime aldığım modüller bunlar.
Bu konu başlığı, eğer yaşımın 65 in üzerinde olduğunu dikkate almazsanız pek de ilginç olmayabilir, hani bunu bilseniz de ilginç gelmeyebilir ama ben gene de anlatacağım.
TELETAŞ dönemimde uğraştığım projelerden birisi de TELETAŞ 1 Toplu Konut Sitesi inşaatı idi, bundan söz etmemek olmaz.
1980 lerin sonlarında TELETAŞ yönetiminin de teşviği ile çalışanları konut sahibi yapmak üzere bir girişim başlatıldı. Bir yapı kooperatifi kurularak Üsküdar sınırları içinde kalan Bulgurlu, Kısıklı, Kireçfırını sokağa cepheli bir arsa bulundu. Bu arsanın bulunması, sahipleri ile pazarlıkların yapılması ve ihtilafların halledilmesinde Şirket Hukuk İşleri yöneticimiz Sn Av. Osman GÜLER’in çok çabası olduğunu biliyorum. Ben de bazı arkadaşlarımın iteklemesi ile son anda bu kooperatife üye olmuştum. Continue reading “TELETAŞ 1 ÇAMLICA KONUT SİTESİ”