MİKRO İŞLEMCİLER İLE TANIŞMAM

Bu konu başlığı, eğer yaşımın 65 in üzerinde olduğunu dikkate almazsanız pek de ilginç olmayabilir, hani bunu bilseniz de ilginç gelmeyebilir ama ben gene de anlatacağım.

Sene 1978. Ben İTÜ Elektrik fakültesini o zamanki bilgisayarlarla haşır neşir olmuş, Fortran’da çatır çatır program yazarak bitirmiş taze bir mühendisim. PTT ARLA gibi günün parlayan yıldızı bir kuruluşta AR-GE Mühendisi olarak çalışmaktayım. Ve, mikroişlemciler henüz doğuyor, daha doğrusu 8 bitlik olanları. Ama biz elimizi 4 bitlik olanlara bile sürememişiz.

İTÜ’ye o günlerde aldığım bir görev ile (Kalın Film Mikrodevre Devre yapmayı öğrenmek) gitmekteyim. Ve o esnada oradaki İklil KAYIHAN, Uğur ÇİLİNGİROĞLU ağabeylerle sohbet ederken bir dergide gördüğüm 8080 mikro işlemcinin ağzımı nasıl sulandırdığından söz ediyordum. Elimde olsa neler yapardım neler.

İlk mikroişlemcim ve birkaç destek elemanı, elime geçtiği andaki kutusunda 40 yıldır saklıyorum.

Hangisiydi şimdi hatırlamıyorum, elinde ilaç kutusu gibi küçük bir kap ile geldi ve bana 40 bacaklı beyaz seramik kılıf içinde bir entegre devre uzattı. Al bakalım sana hediyem olsun, ne mucizeler yaratacaksan yarat dedi.

Eh ilk anda gözlerim yaşararaktan ellerim titreyerek bunu aldım, sevinçle ARLA’ya döndüm. O sıralarda Fikret Bey’in bize tahsis ettiği küçük bir alanda gelecekteki kalın film mikroelektronik üretim hattımızın prototipini kurmakla meşgulüz. Devletimizin Laser teknolojisini iyice öğrenebilmemiz için gümrükte harap bir hale getirerek bize teslim ettiği Laser Optronic YAG Laser cihazı cesedini hayata döndürmeye çalışıyoruz, Fatih KİRAZ ile birlikte.

Şimdi hem diğer işleri yapıp, hem de akşam servisini kaçırmadan bu yeni oyuncağımla birşeyler yapmam gerek. Ama bir sorun var. Bu böcek, etrafında osilatör elemanları, kristal, eprom, RAM falan olmadan çalışmıyor ki ! Bunlar da bende hatta onlarca kilometre genişlikte bir çember içinde yok. Hevesim kursağımda kaldı ama caymak yok.

Üç beş günlük bir çaba ile eksik parçaları toparladım ama EPROM yok. Ne yapalım, nasıl olsa eprom denen şeyin içinde neler olduğunu biliyorum ya kendi EPROM’umu yaparım ben de. Olabilecek en kısa çevrim programını hazırlayıp data hatları üzerindeki bir LED’i yakıp söndüreceğim. 8-10 komutluk bir program olmalı, yani 8-10 byte a ihtiyacım var. Bir protoboard PCB üzerinde diyodlar lehimleyerek TTL tüm devrelerden bir adres dekoderle satır seçimi yaptım, program Byte’larını bu şekilde adresleyerek 8080 e verdim, harika! LED yanıp sönüyor, ilk mikroişlemcili devremi çalıştırdım.

Şimdi bunun tadını çıkartmak gerek. İlk aklıma gelen bununla mutlaka ilgileneceğini bildiğim Fikret Bey’e göstermek. İşte bu en heyecanlı anda film koptu arkadaşlar, Fikret Bey’e gösterip gösteremediğimi hatırlamıyorum, olayın şokuyla olsa gerek o bölüm hafızamdan silinmiş. Hatırladığım kısım şundan ibaret, ben o uydur kaydır diyotlardan yaptığım EPROM’un üzerine bir tel kırpıntısı düşürüp 8080 imi yaktım.

Zilog Z80 elimize aldığımız ikinci mikroişlemci oldu.

Daha sonraları mikroişlemciler yaygınlaşınca erişim de kolaylaştı. Hatta birkaç arkadaş Z80 tabanlı, üzerinde bir tuş takımı, bir sürü programlama anahtarı ve 7 dilimli rakam göstergeleri olan bir geliştirme kiti de yaptık ve bunun üzerinde bilgimizi epey geliştirdik.

Geliştirdiğimiz bu kit ile EPROM u programlamak da mümkündü ama şimdiki gibi PC ye bağlayıp kodu download etmek şeklinde değil, her bir program komutunun 8 bitini switchlerle 1/0 konumlarına ayarladıktan sonra adresi de yine switchlerle seçip bir “program” butonuna basarak, yani her bir byte teker teker girilerek yapılıyordu. İlk çalıştırmadan sonra EEPROM adresini seçme ve ilerletme işini Z80 e bırakacak bir bootsrap programı da geliştirdik, bu programlama işi  biraz daha kolaylaştı.

Gene de programlarımızı  makina dilinde her bir satırı bir byte olacak şekilde komut kodları ve açıklamalarıyla formlara yazıp, kitimizin başına öyle oturuyorduk.

INTEL 8086

Bir ara HP nin verdiği -iyi müşterisiyiz ya- bond çanta şeklinde bir geliştirme/eğitim kitiyle de oynadık. Daha da sonraları 8086 ile çalışmalar yaptım.

Ama o ilk 8080 i elime alışımdaki sevincimle, onu yakışımdaki travma ben de ciddi bir iz bırakmıştır.

Bu arada genç nesile bir bilgi; o zaman elimize geçen EPROM ler da bugünkü gibi Gigabyte’lar la ifade edilen kapasitelerde EEPROM lar gibi değildi. En babası 1024 byte’lık, üzerinde UV ışık ile silinebilmesini sağlamak üzere bir penceresi olan 40 bacaklı entegre devreler idi.

Gene kendimi dinozor gibi hissettim.

Hoşçakalın,

Bu yayının sonu – Selçuk Özbayraktar Mayıs 2018

6 Replies to “MİKRO İŞLEMCİLER İLE TANIŞMAM”

  1. Çok nadide ve beni çok hayrete düşüren ve eğlenceli bir yazı yazmışsınız

    1. İlginiz ve olumlu düşünceleriniz için teşekkürler İsmail bey.

      Selamlarımla,

  2. Selçuk bey iyi akşamlar.

    Milli teknolojiyi inşa eden beş bilge mühendis ekolunun bilinmeyen tarihçesini yazıyorum.

    1.ciltte 5 kurucumühendis Hoca ve 15 mühendisin başarıları

    (Tarık Özker,Mustafa Parlar ,Duran Leblebici,Yılmaz Tokad,Kemal Sarıoğlu)
    DL bölümünde “Kalın filim labaratuarı kuruluşu” ve FY , ARLA da size rastladım.
    Sonra bu sitenizi buldum.T
    ebrik ederim.Çok güzel bir internet iletişimi kurmuşsunuz.
    Uygun bir zamanda görüşmek isterim.

    Süleyman Balkan( 1966 girişli )
    05322474911

    1. Merhaba Süleyman bey,
      İlginize teşekkür ederim. Siteyi arzu ettiğim gibi güncelleyemiyorum, aslında yazacak çok şey var ama bir türlü vakit olmuyor.
      Görüşmekten mutlu olurum. [email protected] a mesaj atarsanız organize ederiz.

      Selamlarımla,

Comments are closed.